NECO ANISINA
- Armağan Altun
- 4 Oca 2024
- 4 dakikada okunur

Neco, bu ülkede yetişmiş çok güzel insanlardan biriydi, geçen kış çığ kazasıyla sohbetlerimiz bilinen anlamda son buldu. Fakat onu yaşatmaya and içtik ve ilk sayımızda onu onurlandırmaktan ötürü şeref duyuyorum. Ablası Elif ile hazırladığımız bu kısa hikâye belki Neco’nun vizyonunu paylaşmanıza, belki onun yolunda yürümenize ve bir fark yaratmanıza yardımcı olur diye düşündüm.
İyi ki varsın Neco!

Necmi Can Öztoprak nam-ı diğer Neco 5 Mart 1991 yılında İstanbul/Kadıköy’de dünyaya geldi.
Neco, Kocaeli Üniversitesi inşaat bölümünden mezun bir mühendis olmasının yanında, jonglörlük, kayak, highline, tırmanış, sörf, kaykay ve daha nice mecrada yer aldı. Alçakgönüllü ve nazik bir insan olan Neco gözlerini açık tuttuğu süre boyunca insanlara her zaman yardım etti, bildiklerini onlarla hep paylaştı, hem yetenekleri hem kişiliği ile sadece yurt içinde değil yurtdışında da pek çok kişiye ilham oldu. Necmi Can kendini her zaman geliştirmeye adadı, basardığı kadarıyla asla yetinmedi; hem kendini, hem diğer insanları sürekli daha da yukarıya çekmek için çabaladı. Sayısız festival ve etkinlik organizasyonuna dahil oldu, her birine çok büyük emekler verdi ve Türkiye’deki farklı ekstrem sporlar, sokak ve performans sanatı komünitelerinin bugün olduğu yerlere gelmesinde büyük katkı sağladı.

Necmi Can aslen jonglördü diyebiliriz ya da uzun yıllar boyunca durmaksızın en çok emek verdiği branş buydu ve bu sebeple de Türkiye’nin en iyi jonglörlerinden biri olmuştu. Jonglörlük matematiğine çok hakimdi ve belki de bu sayede top, lobut, poi -profesyonel olarak- çevirmediği oyuncak yoktu. Jonglörlük gösterilerinin özellikle de ateş performanslarının olmazsa olmazıydı, kendine has bir tarzı üç beş de tamamen kendine özgü hareketi vardi. Türkiye’deki çoğu jonglörün pek çok şey öğrendiği öğretmeniydi Neco, öğrettikçe öğretir asla pes etmez ve sıkılmazdı. Eskişehir’de AnaSirk Kulübünün kurulmasında bizzat öğretici olarak yer almış ve geleceğin jonglörlerine sadece bildiklerini aktarmakla kalmamış onlara zorlandıkları her konuda destek sağlamış, motivasyonları düştüğünde ise onlara moral, gaz, enerji ne gerekirse vermiştir. Necmi Can her ne kadar jonglörlük camiasinda farkli ekipler olsa da her zaman herkesle iyi anlaşmış, herkesle çalışmış ve tek bir ekibe değil her zaman herkese -tüm jonglör camiasına- ait olmuştur.
Necmi Can, Getto Fabrika için belki ama aslında kaykay sporu için çok büyük emekler verdi, çok çalıştı, çok kafa patlattı, yeri geldi başka işler yaparak para kazandı ki bu heyecanlandığı işi sürdürebilsin. Tek amacı değer verdiği kaykay sporu Türkiye’de yayılabilsin ve Türkiye'deki insanlar diledikleri kalitedeki kaykay tahtalarına ulaşabilsindi; çünkü o da biliyordu bu işten para kazanmanın çok çok zor olduğunu..

Necmi Can kalıpları sevmezdi. Monotonluk ya da tek bir şeye odaklanmak bir kalıba girmekti… Getto Fabrika haricinde: Türkiye’de el emeği ile konkav kaykay tahtasını seri üretim bandında ilk defa yapan kişi olarak Neco’nun üretimde çokça kalıba ihtiyacı oldu. Türkiye'de ilk kaykay fabrikasinin tamamen kendisine ait olan modelleri olmalıydı -asla çalıntı olmamalıydı- bu sebeple de çizim üstüne çizim, kalıp ustune kalıp, yeni yeni modeller ve bunların sokakta kaykaycılar tarafından test edilmesi... İçlerine sinen modelin kalıbını çıkarmaları 2 yıllarını aldı...
‘Mart 2022’de akşam fabrikadayız serigrafi basmak için kaykaylara tahtadan kalıp hazırlıyoruz artık ilk grafiği kaykaylara basacağız ve post çıkacağız tam baskıyı alacağız Neco diyor ki; ‘Hocam boya kutusunun üstünde alev işareti var yani yanıcı madde!’. Neco kaykay üretiminde kullanacağı bütün malzemeler için bir sürü yere gider, araştırır, örnekler numune alır, şirketlerle toplantılar yapar, sürdürülebilir malzemeler kullanmaları için onları ikna etmeye uğraşırdı. Tabii su bazlı yerine solvent ve doğaya zehirleyen malzeme veren esnaf amca, Necmi Canımız’ı o gün çok sinirlendirir.
“Baskıları aldık 4 tanesi çiçek gibi ilk fotoğrafı 9 mart 2022,de koymuşsuz o kadar çalışmadan sonra ilk ürünler Getto’da yayınlanıyor, Türkiye şokta herkes telefon yağdırıyor ‘Hocam kim açtı fabrika mi açtınız?’, herkes merakta, her gün 5 kişiye anlatıyorum Neco var jonglör arkadaşım, tırmanışçı, iyi kayakçı, windsurfcu anlat anlat bitmiyor kardeşim, idealist, hiperaktif kafaya koyduğu şeyin peşini asla bırakmayan, kafaya koydu yaptı.’’ (Hilmi Şen)

Necmi Can Öztoprak bulunması ender olan insanlardan biriydi, inanılmaz idealistti. Ve Neco sadece yaptıkları ve başardıkları ile değil hayatı yaşama şekliyle de insanlara ilham oldu; O tüm hayatı boyunca kalbini dinleyerek yaşadı.
Necmi Can, ülkemizde asla iyileşmeyecek yaralar açan 6 Şubat’taki onbinlerin hayatını kaybettiği deprem felaketinde de tamamen kalbini dinledi ve kalbiyle hareket etti; duracak bir dakikası olmadı. Kurduğu ekip, kaykaycı İbo’su (İbrahim Yılmaz) ve toplayabildiği ekipmanlar ile Antakya’ya can kurtarmaya gitti. “Neco insanları kurtarmak için çok azimliydi, çözüm odaklı ve inatçıydı..’’ ’İnsanlar Neco’nun verdiği emeği görüyor ve herkes Necoya inanıyordu’’. Necmi Can kisa zamanda enkazlarda taninir hale geldi ve yabanci profesyonel ekiplerden itfaiyesine farkli farkli ekipleri lider olarak yönetmeye başladı. Her ne kadar cok deneyimli bir arama kurtarmaci olmasa da insaat muhendisi olmasi sayesinde yikik binalari, risklerini ve bu binalara nasil girebileceğini cok hizli bir sekilde analiz edebiliyor, ekipleri iyi bir sekilde yönlendirebiliyordu..
‘’Ekibin geri kalani başka yerdeyken Neco bir binanin penceresinden başka binaya atlamis ve ses duymuştu, orada tamamen Neco sayesinde 4 kişiyi kurtarmış olduk.. Günlerce uyumadık… Neco bazı enkazlarda mola vermeden çalışıyordu, duygusal olarak çok bağlanmıştı ve bizleri dinlemiyordu. Birilerini çıkardığımızda hepimiz çok mutluyduk ama Neconun yüzünde daha büyük bir mutluluk oluyordu onu görebiliyorduk. Neco’nun yüzü gülüyordu.’’ (E. Özer)
Neco ile Antakya’da karşılaştık bir gece, bizim ekipteki köpeği görünce ‘Abi köpeği bir versenize çok lazım’ dedi. ‘Oğlum köpek öyle kazma kürek değil nasıl verelim’ dedim. Baya sinirlendi bindi arabasına gitti. ( Armağan )
Necmi Canımız deprem bölgesinde deneyimlediği zor anların etkilerinden kurtulabilmek adına sınırlarını zorladı - yeni ufuklar aradı. Memleketi olan Artvin’de tur kayağı faaliyetine katıldı. Hepimizi yoğun duygular çığı altında bırakan, çığ kazasında yoldaşı Mustafa Tekin ile birlikte kapadılar gözlerini.

Klişenin aksine Neco gerçekten bizimle birlikte yaşamaya devam ediyor. Necolanmak tabiri onunla tanışma şansına sahip olanlar için ondan hayatının bir noktasında bir şeyler öğrenmek, yeni bir yol görmek anlamına geliyor. Neco’nun yaşamından alınacak çok nefes var. Pek çok kalemle açıklanabilecek üretkenlik, iyilik, yardımseverlik gibi erdemleri barındıran ‘İnsanlık’ konusunda özellikle… Bugün hayatlarını değiştirdiği insanlar onu sevgiyle ve saygıyla yaşatmaya, onun ışığıyla, pek çok alanda yeni insanları Necolamaya devam ediyor.
ความคิดเห็น